Taşınır Malların Haczi ve Satışı

Taşınır Malların Haczi ve Satışı

Bilindiği gibi makine imalatçılarının en temel sıkıntısı üretim bandında yaşanan sorunlardır. Yani imalat aşamasında ürün tamamlanıncaya kadar birçok ham madde, eleman, yer, zaman, fon ve kaynak sıkıntısı yaşanmaktadır. İkinci temel problem ise pazarlama ve satış noktasında yaşanmaktadır. Üçüncü ve bu gün değineceğimiz sorun ise satış sonrası tahsilat sorunudur.

Hepimizin de yaşadığı üzere her imal edilen mamul makine peşin olarak satılamamaktadır. Satıştan sonra kredi leasing gibi yöntemler ile satış yapıldığında üretici yine herhangi bir sorunla karşılaşmamakta veya daha az karşılaşmaktadır. Ancak, bu yönteme de gücü ya da olanakları yetersiz olan alıcılar mevcuttur. Doğal olarak satıcılar da vadeli satış (çek, senet, fatura vb.) yöntemi ile imalatlarının satışlarını gerçekleştirmektedirler.

Bundan sonraki süreçte ödeme güçlükleri çeken borçlu alıcılardan tahsilatın nasıl yapılabileceği üzerinde duracağız.

Ülkemiz Hukuk Sisteminde makinelerin sicile kaydı zorunlu iş makineleri ve sicile kaydı olmayan iş makineleri olmak üzere iki grupta toplayabiliriz. Sicilden kastımız Ticaret ve Sanayi Bakanlığı’nın belirlediği genelge ve yönergelerle belirlemiş olduğu sicildir. Sicil Yönetmeliği bu hususta kaynak olabilir. Bu konuyu ayrı bir konu olarak ilerleyen günlerde ele alacağız.

Sicile kaydı zorunlu olanların iş makinelerinin satışı gayrimenkul veya araç satışına benzer hükümlere tabidirler. Sicile kaydı zorunlu olmayan makinelerin satışı menkul mal yani ev eşyası, iş yeri eşyasına benzer nitelikler taşımaktadır.

Bu konu İcra ve İflas Kanunu, İcra ve İflas Kanunu Nizamnamesi, İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği, Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Yeniden Yapılandırılması Yönetmeliği, Mahcuz Malların Muhafaza Edileceği Depo ve Garajlara Dair Yönetmelik, Mahcuz Mallar Ücret Tarifesi, İflas İdaresi Ücreti, Yazı ve Tebliğ Masrafı Tarifesi, İcra ve İflas Harçları Yönetmeliği’nde düzenlenmiş olup, sırası geldiğinde ayrı ayrı değinilecektir.

Bizim sistemimizde menkul malların haczi İcra ve İflas Kanunu’nun 85. Maddesinin 1., 2., 3., 4., 5. ve 6. fıkraları, 86., 87., 88., 102. ve 103.maddeleri uyarınca düzenlenmiştir.

Bilindiği üzere borçlunun borcunu ödemesi maksadıyla, Devletimizin zor kullanma kudreti ile yapmış olduğu işlemlerin genel ismi hacizdir. Konusu itibariyle haciz tatbik edilecek şeyler; hak ve alacaklar, paraya çevrilecek taşınır ve taşınmaz eşyalardır. Eşyalar da kendi içerisinde niteliği itibariyle taşınır ve taşınmaz olarak ikiye ayrılmaktadır. Kısaca taşınmaz haczinden bahsedilmek gerekirse icra memuru taşınmaz siciline göndereceği bir haciz müzekkeresi ile işlem başlar. Ardından Tapu Memurluğunca bu haczin tapu kaydına işlenmesi ile yapılan haciz aleniyet kazanır. Bu aşamadan sonra İcra ve İflas Kanunu’nun 103.maddesi uyarınca borçlu ve ilgililer hacizden haberdar edilir. Sonrasında yapılması gereken iş taşınmazın kıymeti takdir edilerek ihale usulü ile satılmasıdır.

Taşınırlarda ise benzen bir uygulama mevcut olup, taşınırların çoğununun tapudaki gibi bir kaydı bulunmadığı için haciz işlemi genellikle menkulün başına gidilerek İcra Memurluğu’nca kıymet takdiri yapılması ve menkul malın muhafaza altına alınmasıyla süreç başlar. Lakin özelliği itibariyle bazı menkul mallar yukarıda belirtildiği üzere taşınmazlar gibi özel bir sicil kaydı tutulmaktadır. Bunlara örnek vermek gerekirse başlıca tutulan menkul hükmündeki malların sicilleri şu şekildedir. Taşıtlar için Trafik Tescili, Gemiler için Bakanlığa bağlı Gemi Sicili, İş Makineleri için Ticaret Sicili ve Ziraat Odalarıdır. İş makinesinin özelliği itibariyle yol inşaatı, tarım, sanayi, bayındırlık, milli savunma hizmetinde kullanılan; iş amacına göre üzerine çeşitli ekipmanlar montaj edilmiş; karayolunda insan, hayvan ve yük taşımasında kullanılmayan motorlu araçlardır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası’nın ilgili yönetmeliğin 28.maddesi uyarınca bütün motorlu araçlar ile ilgili yönetmelikte tescili zorunlu kılınan motorsuz araç sahipleri aracını yetkili kuruluşa tescil ettirmek ve tescil belgesi almak mecburiyetindedir. Bu zorunluluk sebebiyle tarım kesiminde kullanılan iş makineleri ziraat odalarınca, tarım kesiminde kullanılmayanlar ise sanayi, bayındırlık ve diğer kesimlerde kullanılanların üyesi oldukları Sanayi ve Ticaret Odaları’na tescilleri yapılmaktadır.

Haciz konusu iş makinesi yukarıda bahsedilen özel sicile kayıtlı değil ise İcra ve İflas Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca satışına direkt geçilir. Şayet iş makinesi sicile kayıtlı ise keyfiyetin Ticaret Sicil Memurluğu’na bildirilmesiyle başlar.

Alacaklının icra dosyasında kesinleşen alacağının tespiti ile alacaklı veya vekilinin talebi uyarınca İcra Müdürü’nün borçluya ait olduğunu öğrendiği iş makinesinin haczinin gereken sicil müdürlüğüne müzekkere yazılarak bildirilmesi ile devam eder. Yapılan bu haciz uygulamada kayden haciz olarak geçer. Zira burada yapılan haciz, iş makinesinin 3. kişilere devrinin engellenmesi ve diğer hak sahiplerinin hacizden haberdar edilmesine olanak sağlar.

Bilindiği üzere menkul mal doğası gereği sürekli hareket halindedir. Tescile tabi bir iş makinesinin kaydına haciz konulması ile onun bu haliyle paraya çevrileceği anlamını taşımaz. Hareket halindeki bu malın İcra Müdürlüğünce fiilen haczedilip muhafaza altına alınması ve satılması için gereken tedbirlerin alınması lazım gelir. İcra Müdürlüğünce ihaleye çıkarılacak malın İcra Müdürlüğü hakimiyetinde olması usuli bir zorunluluktur. Makale konusu iş makinesinin tespiti ve İcra Müdürlüğünce muhafaza altına alınarak kıymetinin takdir edilmesiyle süreç devam eder. Bu aşamadan sonra borçlu ve ilgili sicilde hak sahibi olan şahıslara haczin bildirilmesi aşamasına geçilir.

Genellikle iş makinelerinde hak sahipliği iddiasında olacak kişiler leasing sahipleri ve ipotek alacaklılarıdır. İlgili kişiler bu haczin aleniyetinin kendisine bildirilmesinden sonra İcra ve İflas Kanunu’nun 103.maddesi uyarınca hacze ilişkin itirazlarını bildirir. Lakin iş makinesi üzerindeki leasing sahiplerinin Finansal Kiralama Kanunu’nun 29.maddesi uyarınca hiç haciz yapılmamasını ve yapılan haczin geçersizliğini iddia etme hakları vardır. Şöyle ki anılan Kanunun 29.maddesinin 2.fıkrasında “Kiralayan aleyhine icra yoluyla takip yapılması hâlinde finansal kiralama konusu mallar sözleşme süresi içinde haczedilemez.” hükmüne amirdir.

Uygulamada bilindiği üzere iş makineleri genelde finansal kiralama sözleşmesi gereği leasingli mallar olarak finans kuruluşlarınca tacir ve diğer esnaflara verilmektedir. Finansal kiralama sözleşmesi Noterlikçe onaylanması ile geçerli bir hale gelir ve anılan Kanun uyarınca kiracılar elinde iken ve sözleşme süresince haczedilemeyeceği kesindir.

İcra Memuru bu durumu kendiliğinden gözetebileceği gibi ilgili tarafından verilen itiraz dilekçesi ile söz konusu haczi fek etmek zorundadır. Bu yönüyle leasingli bir malın haciz konusu olamayacağı Yargıtay’ın yerleşmiş ve istikrara kavuşmuş birçok kararında hüküm altına alınmıştır. Şayet iş makinesinde ipotek veya leasing bulunmaması halinde İcra Müdürü’nün satış işlemi kaldığı yerden devam eder.

Yapılan haczin ve hacze konu iş makinesinin kıymeti şayet İcra Memuru tarafından takdir edilmişse 7 günlük kıymet takdirine itiraz süresi başlar. İş makinesi özellikleri itibariyle değerinin tespiti bir bilirkişi tarafından yapılması icap ediyorsa, İcra Dairesi konuda bir bilirkişi tayin ederek haczedilen makinenin değerini tespit eder, Bilirkişinin tespit ettiği değer ilgililere tebliğ edilerek 7 günlük kıymet takdirine itiraz davası açma süresi başlar. Kıymeti kesinleşen makine İcra Müdürünün tayin ettiği satış günü ilgililere tebliğ edilerek ve değerinin ekonomik açıdan büyük bir meblağ olması halinde ayrıca Ulusal veya Yerel bir gazetede yayınlanması ile satış aşamasına geçilir.

Satış günü alacaklı ve diğer isteklilerin başvurması halinde açık arttırma usulü İcra Memuru haciz konusu malın satışı için teklifleri alır sunulan en yüksek teklif sonucunda haciz konusu makineyi ilgiliye ihale eder. Bu aşamadan sonra 7 günlük ihalenin feshi için ikame edilecek dava açma süresi başlar. İlgili ve isteklilerin bu sürede itiraz olunmaması ile ihale kesinleşir. İhale alıcısının gereken KDV, masraf, harç ve ihale konusu bedeli ödenerek ve teslim alması ile satış işlemi sonuçlandırılır.

Kısaca menkul hükmünde olan malların satışı bu şekilde gerçekleştirilmektedir. Yazacağımız diğer makalelerde süreç hakkında kısaca bahsedilen bu aşamalar Yargıtay İçtihatları ve ilgili Kanunlar ışığında tekrar ele alınıp siz değerli okuyucularımız ile buluşturulacaktır.


Avukat Osman GÖKMEN

www.gokmenhukukburosu.com

DİĞER MAKALE / DUYURU